Sri Swami Satchidananda/The Yoga Sutras of Patanjali(Çevirmen : Şerife Günaydın Karaköse)


Sri Swami Satchidananda

(Çevirmen : Şerife Günaydın Karaköse)

Ayşe Sabuncu tarafından çeviri denetimi yapılmıştır🙏🏻

Tefekkür Bölümü-Samadhi Pada

Çevirmen Notu: Samadhi Pada: aydınlanma/bir olma süreci (Samadhi: insanların hala bedene bağlıyken ulaşabilecekleri ve onları gerçeklikle birleştiren en yüksek zihinsel konsantrasyon durumu)

1.1

Now the exposition of yoga is being made.

Şimdi, yoganın ne olduğu açığa çıkartılıyor.

1.2

The restraint of the modifications of the mind-stuff is Yoga.

Yoga, zihnin hallerindeki değişikliklerin dizginlenmesidir.

1.3

Then the Seer [Self] abides in His own nature.

O zaman ‘Gören’ (Benlik) kendi doğasına sadık kalır.

Çevirmen notu: Seer kelimesi parantez içinde self kullanıldığında Gören Benlik olarak, parantez içinde Purusha kullanıldığında Gören Öz Benlik olarak çevrilmiştir.

1.4

At other times [the Self appears to] assume the forms of the mental modifications.

Diğer zamanlarda ‘Gören Benlik’ kendini zihnin hallerindeki değişiklikler olarak algılar.

1.5

There are five kinds of mental modifications which are either painful or painless.

Zihnin hallerinin acı dolu ya da acısız olan beş türü vardır.

1.6

They are right knowledge, misconception, verbal delusion, sleep, and memory.

Bunlar; doğru bilgi, kavram yanılgısı, sözel yanılgı, uyku ve bellektir.

1.7

The sources of right knowledge are direct perception, inference and scriptural testimony.

Doğru bilginin kaynakları; dolaysız algı, mantığa dayalı çıkarsama ve kutsal metinlere yapılan tanıklıktır.

1.8

Misconception occurs when knowledge of something is not based on its true form.

Kavram yanılgısı; bir şey hakkındaki bilginin o şeyin gerçek biçimine dayanmadığı zamanlarda ortaya çıkar.

1.9

An image that arises on hearing mere words without any reality [as its basis] is verbal delusion.

Sözel yanılgı; (temelinde) herhangi bir gerçekliği olmayan, yalnızca sözcükleri duymakla ortaya çıkan bir görüntüdür.

1.10

That mental modification supported by cognition of nothingness is sleep.

Uyku,hiçliğin idrakiyle desteklenen zihinsel haldeki değişkenliktir.

1.11

When a mental modification of an object previously experienced and not forgotten comes back to consciousness, that is memory.

Daha önce deneyimlenerek ve unutulmayarak zihinde değişikliğe uğramış bir nesnenin bilince geri dönmesi, belleği oluşturur. 

1.12

These mental modifications are restrained by practice and non-attachment.

Zihnin hallerindeki bu değişiklikler pratikle ve bağlanmamakla dizginlenir.

1.13

Of these two, effort toward steadiness of mind is practice.

Bu ikisi arasından ‘Pratik’, zihnin istikrarına yönelik harcanan çabadır.

1.14

Practice becomes firmly grounded when well attended to for a long time, without break and in all earnestness.

Samimiyetle, hiç ara vermeksizin, uzun bir süre boyunca uygulanan pratik sağlam bir şekilde temellerini atar.

1.15

The consciousness of self-mastery in one who is free from craving for objects seen or heard about is non-attachment.

Bağlanmamak, görülen ya da işitilen nesnelere karşı özlem duymayan kişideki kendine hakim olma bilincidir.

1.16

When there is non-thirst for even the gunas (constituents of Nature) due to the realization of the Purusha (true Self), that is supreme non-attachment

Purusha’nın (Öz Benliğin) farkına varılmasıyla, gunalar (Doğanın bileşenleri) için bile hissedilebilecek olan susuzluk ortadan kalktığında yaşanan hal, bağlanmamanın en yüksek mertebesidir.

Çevirmen notu: Puruṣa Yüceler arasındaki Yücedir, insan kavrayışının ötesindedir, formsuz, renksiz, isimsiz, kökeni, gelişimi, değişimi veya sonu olmayan, kendi içinde yaşayan ve sadece var olduğu hayal edilebilecek olandır.

Sanskritçe’de “guna” kelimesi bağlama bağlı olarak çeşitli şekillerde tercüme edilebilir. Ancak, doğanın üç gunasından söz edildiğinde, guna;

-Sattva – Parlaklık, denge, netlik.

-Rajas – Canlılık, yaratıcı enerji, ajitasyon.

-Tamas – Atalet, kararlılık, donukluk, olarak belirtilir.

1.17

 Samprajnata samadhi (distinguished contemplation) is accompanied by reasoning, reflecting, rejoicing and pure I-am-ness.

Samprajnata samadhi’ye (seçkin tefekküre), akıl yürütme, düşünme, sevinç ve saf ‘Ben’ hali eşlik eder.

Çevirmen Notu: Samprajnata samadhi; uygulayıcısının dış dünyanın, benliğinin, içsel mutluluk ve varoluş hislerinin farkında olduğu bilişsel bir meditasyon türüdür.

1.18

By the firmly convinced practice of the complete cessation of the mental modifications, the impressions only remain. This is the other samadhi [asamprajnata or non- distinguished.)

Kararlı bir şekilde inanılarak yapılan pratik, zihnin hallerindeki değişiklikleri tamamen sona erdirir ve geriye yalnızca izlenimler kalır. Bu, başka tür bir samadhidir (asamprajnatasa veya ayırt edilmeyen).

Çevirmen Notu: Asamprajnata samadhi; zihnin kontrol altına alındığı ve artık hiçbir şey hayal etmediği veya arzu etmediği son durumdur. Biliş ötesi; sadece saf farkındalık halidir.

1.19

Those who merely leave their physical bodies and attain the state of celestial deities, or those who get merged in Nature, have rebirth.

Sadece fiziksel bedenlerini terk ederek göksel ilahlar haline ulaşanlar veya ‘Doğa’yla birleşenler yeniden doğar.

Çevirmen Notu: Prakriti/ Doğa: “herhangi bir şeyin, orijinal biçimi veya durumudur”.

1.20

To the others, this asamprajnata samadhi could come through faith, strength, memory, contemplation or by discernment.

Bu ‘asamprajnata samadhi’ diğerlerine, inanç, güç, bellek, tefekkür veya sezgi yoluyla gelebilir.

1.21

To the keen and intent practitioner this [samadhi] comes very quickly.

Bu tür (samadhi)’ye hevesli ve niyetli bir uygulayıcı çok çabuk ulaşabilir.

1.22

The time necessary for success further depends on whether the practice is mild, medium or intense.

Başarıya ulaşmak için gereken süre pratiğin hafif, orta veya yoğun uygulanmasına bağlı olarak değişir.

1.23

Or [samadhi is attained] by devotion with total dedication to God [Isvara].

Veya (samadhi’ye), Tanrı’ya (Isvara) adanmış olam tam bir bağlılık yoluyla ulaşılır.

1.24

Isvara is the supreme Purusha, unaffected by any afflictions, actions, fruits of actions, or by any inner impressions of desires.

Isvara; herhangi bir ızdıraptan, eylemden, eylemlerin meyvelerinden veya arzuların herhangi bir içsel izleniminden etkilenmeyen yüce Purusha’dır.

1.25

In Him is the complete manifestation of the seed of omniscience.

Her şeyi bilme tohumunun tam tezahürü O’ndadır.

1.26

Unconditioned by time, He is the teacher of even the most ancient teachers.

Zamana bağlı olmaksızın, ‘O’ en kadim öğretmenlerin bile öğretmenidir.

1.27

The word expressive of Isvara is the mystic sound OM. [Note: OM is God’s name as well as form.]

Isvara’yı ifade eden kelime, mistik bir ses olan OM’dur. (Not: OM, bir form olduğu kadar, Tanrı’nın da ‘adı’dır.)

1.28

To repeat it with reflection upon its meaning is an aid.

Anlamı üzerine düşünerek onu tekrarlamak yardımda bulunacaktır.

1.29

From this practice all the obstacles disappear and simultaneously dawns knowledge of the inner Self.

Bu uygulama ile tüm engeller ortadan kalkar ve eşzamanlı olarak da içsel Benliğin bilgisi doğar.

1.30

Disease, dullness, doubt, carelessness, laziness, sensuality, false perception, failure to reach firm ground and slipping from the ground gained – these distractions of the mind-stuff are the obstacles.

Hastalık, donukluk, şüphe, dikkatsizlik, tembellik, şehvet, yanlış algılama, sağlam bir temele ulaşamama ve ulaşılan temelden kayma durumları dikkati dağıtarak zihnin hallerindeki değişikliklere yol açan engellerdir.

1.31

Accompaniments to the mental distractions include distress, despair, trembling of the body, and disturbed breathing.

Zihnin hallerindeki değişikliklere neden olan dikkat dağınıklığına eşlik eden unsurlar sıkıntı, umutsuzluk, vücudun titremesi ve bozulmuş olan nefestir.

1.32

The practice of concentration on a single subject [or the use of one technique] is the best way to prevent the obstacles and their accompaniments.

Tek bir konu üzerinde yoğunlaşma pratiği (veya tek bir tekniğin kullanımı) engelleri ve onlara eşlik eden unsurları önlemenin en iyi yoludur.

1.33

By cultivating attitudes of friendliness toward the happy, compassion for the unhappy, delight in the virtuous, and disregard toward the wicked, the mind-stuff retains its undisturbed calmness.

Zihin kendi bozulmamış dinginliğini; “mutlulara karşı dostluk, mutsuzlara şefkat, erdemlilerden zevk alma ve kötülere karşı umursamazlık” tutumlarını geliştirerek sürdürür.

1.34

Or that calm is retained by the controlled exhalation or retention of the breath.

Ya da bu dinginlik, kontrollü nefes verme veya nefesin tutulmasıyla sürdürülür.

1.35

Or the concentration on subtle sense perceptions can cause steadiness of mind.

Veya süptil duyu algıları üzerine odaklanmak zihnin istikrarını sağlayabilir.

Çevirmen notu: Süptil- hemen göze çarpmayan, incelikli

1.36

Or by concentrating on the supreme, ever-blissful Light within.

Ya da içteki yüce, sonsuz-mutluluk olan ‘ışığa’ yoğunlaşarak. 

1.37

Or by concentrating on a great soul’s mind which is totally freed from attachment to sense objects.

Veya duyularla algılanan nesnelere bağlılıktan tamamen kurtulmuş büyük bir ‘ruh’un zihnine yoğunlaşarak. 

1.38

Or by concentrating on an experience had during dream or deep sleep.

Ya da rüya veya derin uyku sırasında yaşanan bir deneyime yoğunlaşarak.

1.39

Or by meditating on anything one chooses that is elevating.

Ya da kişinin seçtiği, geliştirici olabilecek herhangi bir şey üzerinde meditasyon yaparak.

1.40

Gradually, one’s mastery in concentration extends from the primal atom to the greatest magnitude.

Kişinin odaklanmadaki ustalığı aşamalı olarak en ilkel halden en yüceye kadar uzanır.

1.41

Just as the naturally pure crystal assumes shapes and colors of objects placed near it, so the Yogi’s mind, with its totally weakened modifications, becomes clear and balanced and attains the state devoid of differentiation between knower, knowable, and knowledge. This culmination of meditation is samadhi.

Nasıl ki saf kristal, doğal olarak yanına yerleştirilen nesnelerin şekillerini ve renklerini alıyorsa; Yogi’nin zihni de tamamen zayıflamış değişkenlikleriyle berrak ve dengeli hale gelir ve bilen, bilinebilir olan ve bilgi arasındaki ayrımdan arınmış bir duruma ulaşır. Meditasyondaki bu doruk noktası; samadhidir.

1.42

The samadhi in which name, form and knowledge of them is mixed is called savitarka samadhi, or samadhi with deliberation.

Adının, biçiminin ve bilgisinin birbirine karışmış olduğu samadhi’ye ‘savitarka samadhi’ veya üzerinde düşünülmüş samadhi denir.

1.43

When the memory is well purified, the knowledge of the object of concentration shines alone, devoid of the distinction of name and quality. This is nirvitarka samadhi, or samadhi without deliberation.

Hafıza iyice arındırıldığında, odaklanılan nesnenin bilgisi; isim ve nitelik ayrımı olmaksızın, tek başına parlar. Bu, nirvitarka samadhi veya üzerinde düşünmeden ortaya çıkan samadhidir.

1.44

In the same way, savichara (reflective) and nirvichara (super or non-reflective) samadhs, which are practiced upon subtle objects, are explained.

Süptil nesneler üzerinde uygulanan savihara (yansıtıcı) ve nirvichara (süper veya yansıtıcı olmayan) samadhlar da aynı şekilde açıklanmıştır.

Çevirmen Notu: Savichara’da zeka işin içindedir ancak düşünceler ve duyusal girdiler üzerinde akıl yürütme yoktur. Nirvichara da ise ne akıl yürütme ne de zeka; düşünceler ve duyusal girdilere karşı kullanılır.

1.45

The subtlety of possible objects of concentration ends only at the undefinable.

Yoğunlaşılan olası nesnelerinin hemen göze görünmeyen incelikleri, yalnızca tanımlanamaz olanda sona erer.

1.46

All these samadhis are sabija (with seed), which could bring one back into bondage or mental disturbance.

Bütün bu samadhiler, kişiyi esarete veya zihinsel rahatsızlığa geri götürebilecek olan (tohumu olan) sabijadır.

Çevirmen Notu: Sanskrit dilinde Sabija; tohumu veya amacı olan bilinçli meditasyon anlamına gelir.

1.47

In the purity of nirvichara samadhi, the supreme Self shines.

Nirvichara samadhi’nin saflığında, yüce Benlik parlar.

1.48

This is ritambhara prajna, or the absolute true consciousness.

Bu, ritambhara prajna veya mutlak gerçek bilinçtir.

1.49

This special truth is totally different from knowledge gained by hearing, study of scripture or inference.

Bu özel gerçek; dinleyerek, kutsal metinleri inceleyerek veya çıkarsama yoluyla elde edilen bilgilerden tamamen farklıdır.

1.50

The impression produced by this samadhi wipes out all other impressions.

Bu samadhi tarafından üretilen izlenim, diğer tüm izlenimleri siler.

1.51

When even this impression is wiped out, every impression is totally wiped out and there is nirbija [seedless] samadhi.

(Samadhi tarafından üretilen) Bu izlenim de silindiği zaman artık bütün izlenimler tamamıyla ortadan kalkar ve “nirbija (tohumu olmayan) samadhi” gerçekleşir.

2.Bölüm

2.1

Accepting pain as help for purification, study of spiritual books, and surrender to the Supreme Being constitute Yoga in practice.

Acıyı arınmak için bir yardım olarak kabul etmek, manevi kitapları incelemek ve İlahi Varlığa teslim olmak pratikte Yoga’yı oluşturur.

2.2

They help us minimize obstacles and attain samadhi.

Bunlar engelleri en aza indirmemize ve samadhi’ye ulaşmamıza yardımcı olurlar.

2.3

Ignorance, egoism, attachment, hatred, and clinging to life are the five obstacles.

Cehalet, egoizm, bağlanma, nefret ve hayata tutunma beş engeli oluşturur.

2.4

Ignorance is the field for the others mentioned after it, whether they be dormant, feeble, intercepted, or sustained.

İster uyku halinde, ister zayıf, ister engellenmiş ya da sürdürülebilir olsunlar; onun (cehaletin) ardından bahsedilen “diğer şeyler” için bir alandır cehalet.

Çevirmen notu: “diğer şeyler”: egoizm, bağlanma, nefret ve hayata tutunma (2.3)

2.5

Ignorance is regarding the impermanent as permanent, the impure as pure, the painful as pleasant, and the non-Self as the Self.

Cehalet; geçiciyi kalıcı, saf olmayanı saf, acıyı hoş ve öz olmayanı da ‘Öz’ olarak kabul etmektir.

2.6

Egoism is the identification, as it were, of the power of the Seer (Purusha) with that of the instrument of seeing [body-mind].

Egoizm; deyim yerindeyse, Gören Öz Benliğin (Purusha) gücünün, görme aracıyla (beden-zihin) özdeşleştirilmesidir.

2.7

Attachment is that which follows identification with pleasurable experiences.

Bağlanma, hoş deneyimlerle özdeşleşmeyi takip eden şeydir.

2.8

Aversion is that which follows identification with painful experiences.

Nefret, acı verici deneyimlerle özdeşleşmeyi takip eden şeydir.

2.9

Clinging to life, flowing by its own potency [due to past experience], exists even in the wise.

Hayata tutunmak, (geçmiş deneyimlerden dolayı) kendi gücüyle yol almak; bilgelerde bile görülür.

2.10

In subtle form, these obstacles can be destroyed by resolving them back into their primal cause [the ego].

Süptil formdayken, bu engellerin ilk varoluş nedenlerine (ego) doğru gidilerek, onları yok etmek mümkün olabilir. 

2.11

In the active state, they can be destroyed by meditation.

Aktif durumdayken de, meditasyon ile yok edilebilirler.

2.12

The womb of karmas (actions and reactions) has its root in these obstacles, and the karmas bring experiences in the seen [present] or in the unseen [future] births.

Karmaların (eylemler ve tepkiler) rahminin kökleri bu engellerdedir ve karmalar, görünen (şimdiki) veya görünmeyen (gelecekteki) doğumlarda deneyimler getirir.

2.13

With the existence of the root, there will be fruits also; namely, the births of different species of life, their life spans, and experiences.

Kökün varlığıyla birlikte; farklı yaşam türlerinin doğumları, yaşam süreleri ve deneyimleri olarak adlandırılan meyveler de olacaktır.

2.14

The karmas bear fruits of pleasure and pain caused by merits and demerits.

Karmalar, erdemlerin ve kusurların neden olduğu zevkin ve acının meyvelerini taşır.

2.15

To one of discrimination, everything is painful indeed, due to its consequences; the anxiety and fear over losing what is gained; the resulting impressions left in the mind to create renewed cravings; and the constant conflict among the three gunas, which control the mind.

Ayrımcılık yapan için her şey sonuçlarına bağlı olarak gerçekten acı vericidir: kazanılanı kaybetme kaygısı ve korkusu; yenilenmiş istekler yaratmak için zihinde kalan izlenimler ve zihni kontrol eden üç guna arasındaki sürekli çatışma gibi.

2.16

Pain that has not yet come is avoidable.

Henüz ortaya çıkmamış acı, önlenebilir.

2.17

The cause of that avoidable pain is the union of Seer (Purusha) and seen (Prakriti, or Nature).

Bu önlenebilir acının nedeni, Gören Öz Benlik (Purusha) ile görülenin (Prakriti veya Doğa) birleşmesidir.

2.18

The seen is the nature of the gunas: illumination, activity and inertia; and consists of the elements and the sense organs, whose purpose is to provide both experiences and liberation to the Purusha.

Görülen; gunaların “aydınlık, hareketlilik ve durağanlık” olan doğasıdır ve ‘görülen’; Puruşha’ya hem deneyim hem de kurtuluş sağlamak amacı  taşıyan öğelerden ve duyu organlarından oluşur.

2.19

The stages of the gunas are specific, non-specific, defined, and undefinable.

Gunaların aşamaları belirli, belirsiz, tanımlı ve tanımlanamaz olandır.

2.20

The Seer is nothing but the power of seeing which, although pure, appears to see through the mind.

Gören Benlik; saf sayılmasına rağmen aslında zihin aracılığıyla görüyormuş gibi yapan görme gücünden başka bir şey değildir.

2.21

The seen exists only for the sake of the Seer.

Görülen sadece Gören Benlik için vardır.

2.22

Although destroyed for him who has attained liberation, it [the seen] still exists for others, being common to them.

O (görünen); özgürlüğüne kavuşan için yok olmasına rağmen, başkaları için hala vardır ve onlar için olağandır.

2.23

The union of Owner (Purusha) and owned (Prakriti) causes the recognition of the nature and powers of them both.

Sahip olanın (Purusha) ve sahip olunanın (Prakriti) birliği, her ikisinin de doğasının ve güçlerinin kabul edilmesine/tanınmasına neden olur.

2.24

The cause of this union is ignorance.

Bu birleşmenin nedeni cehalettir.

2.25

Without this ignorance, no such union occurs. This is the independence of the Seer.

Bu cehalet olmadan, böyle bir birlik de ortaya çıkamaz. Bu Gören Benliğin (görülenden) bağımsız olarak var olmasıdır.

2.26

Uninterrupted discriminative discernment is the method for its removal.

Kesintisiz olarak ayırt eden sezgi, onu (cehaleti) ortadan kaldırmanın yöntemidir.

2.27

One’s wisdom in the final stage is sevenfold. [One experiences the end of 1) desire to know anything more; 2) desire to stay away from anything; 3) desire to gain anything new; 4) desire to do anything; 5) sorrow; 6) fear; 7) delusion.]

Bir kişinin son aşamadaki bilgeliği yedi katlıdır. [Bu kişi;  1) daha fazlasını bilme arzusunun; 2) her şeyden uzak durma arzusunun; 3) yeni bir şey kazanma arzusunun ; 4) herhangi bir şey yapma arzusunun 5) üzüntünün; 6) korkunun; 7) yanılsamanın sona ermesini deneyimler.]

2.28

By the practice of the limbs of Yoga, the impurities dwindle away and there dawns the light of wisdom, leading to discriminative discernment.

Yoga kollarının uygulanmasıyla birlikte saflığı bozan kirlilik azalır ve böylece ayırt edici sezgiye yol açacak olan bilgeliğin ışığı ortaya çıkar.

2.29

The eight limbs of Yoga are: 1) yama (abstinence) 2) niyama (observance) 3) asana (posture) 4) pranayama (breath control) 5) pratyahara (sense withdrawl) 6) dharana (concentration) 7) dhyana (meditation) 8) samadhi (contemplation, absorption, or superconscious state)

Yoganın sekiz kolu şunlardır: 

1) yama (yoksunluk/kaçınma) 2) niyama (yerine getirme/ ibadet) 3) asana (duruş) 4) pranayama (nefes kontrolü) 5) pratyahara (duyumlardan geri çekilme- uzaklaşma) 6) dharana (yoğunlaşma) 7) dhyana (meditasyon) ) 8) samadhi (tefekkür, özümseme veya süperbilinç durumu)

2.30

Yama consists of nonviolence, truthfulness, nonstealing, continence, and non-greed.

Yamalar; “şiddetsizlik, doğruluk, çalmamak, ölçülülük ve açgözlü olmamak” tan oluşur.

2.31

These Great Vows are universal, not limited by class, place, time, or circumstance.

Bu ‘büyük yeminler’ evrenseldir; sınıf, yer, zaman veya koşullarla sınırlanmazlar.

2.32

Niyama consists of purity, contentment, accepting but not causing pain, study of spiritual books and worship of God [self-surrender].

Niyama; arınmışlık, memnuniyet, acıya neden olmadan kabul etme, manevi kitapların incelenmesi ve Tanrı’ya ibadet etmekten (teslimiyetten) oluşur.

2.33

When disturbed by negative thoughts, opposite [positive] ones should be thought of. This is pratipaksha bhavana.

Negatif düşüncelerden rahatsız olunduğunda, zıt (olumlu) düşünceler düşünülmelidir. Bu pratipaksha bhavana’dır.

2.34

When negative thoughts or acts such as violence, etc. are done, caused to be done, or even approved of, whether incited by greed, anger, or infatuation, whether indulged in with mild, medium, or extreme intensity, they are based on ignorance and bring certain pain. Reflecting thus is also pratipaksha bhavana.

İster hırs, ister öfke, ister karasevda tarafından kışkırtılsınlar; ister hafif, ister orta, ister aşırı yoğunlukta olsunlar, şiddet vb. olumsuz düşünceler veya eylemler yapıldığında, yaptırıldığında ve hatta bunlar onaylandığında bile; bunların temelinde cehalet yatar ve getirdikleri mutlak acıdır. Bu ölçüde düşünmek de aynı zamanda pratipaksha bhavana’dır.

2.35

In the presence of one firmly established in non-violence, all hostilities cease.

Kararlı bir şekilde şiddetsizlik içine yerleşmiş olan birinin huzurunda, tüm düşmanlıklar sona erer.

2.36

To one established in truthfulness, actions and their results become subservient.

Doğruluk ve dürüstlükle yaşayan birisi için, tüm eylemler ve onların sonuçları yararlı hale dönüşür.

2.37

To one established in nonstealing, all wealth comes.

Çalmayan birine, tüm zenginlikler gelir.

2.38

By one established in continence, vigor is gained.

Ölçülü yaşam süren biri, güç ve dinçlik kazanır.

2.39

When non-greed is confirmed, a thorough illumination of the how and why of one’s birth comes.

Gerçekten açgözlülük olmadığında, kişinin nasıl ve niye bu dünyaya geldiği kusursuz bir aydınlanma ile ortaya çıkar.

2.40

By purification arises disgust for one’s own body and for contact with other bodies.

Arınma sayesinde kişinin kendi bedenine ve diğer bedenlerle olan temasına karşı duyduğu tiksinti ortaya çıkar.

2.41

Moreover, one gains purity of sattva, cheerfulness of mind, one-pointedness, mastery over the senses, and fitness for Self-realization.

Dahası, kişi ‘sattva’ nın saflığını, zihnin neşesini, odaklanmayı, duyular üzerindeki ustalığı ve kendini gerçekleştirme için gereken yeterliliği kazanır.

Çevirmen Notu: Saflığın/Arınmışlığın ve huzurun niteliği olan Sattva, yogik felsefedeki üç gunadan (doğanın nitelikleri) biridir.

2.42

By contentment, supreme joy is gained.

Memnuniyet sayesinde en yüksek neşe elde edilir.

2.43

By austerity, impurities of body and senses are destroyed and occult powers gained.

Dünyevi zevklerden uzak, sade bir yaşamla, beden ve duyulardaki saflığı bozan şeyler yok edilir ve doğaüstü güçler kazanılır.

2.44

By study of spiritual books comes communion with one’s chosen deity.

Kişinin seçilmiş Tanrı’sı ile olan birliği; manevi kitapların incelenmesi yoluyla olur.

2.45

By total surrender to God, samadhi is attained.

Tamamiyle Tanrı’ya teslim olarak samadhi’ye ulaşılır.

2.46

Asana is a steady, comfortable posture.

Asana sabit, rahat bir duruştur.

2.47

By lessening the natural tendency for restlessness and by meditating on the infinite, posture is mastered.

Doğal huzursuzluk eğilimini azaltarak ve sonsuzluk üzerine meditasyon yaparak, duruş üzerinde hakimiyet kurulur.

2.48

Thereafter, one is undisturbed by the dualities.

Bundan sonra kişi; ikilikler tarafından rahatsız edilmez.

2.49

That [firm posture] being acquired, the movements of the inhalation and exhalation should be controlled. This is pranayama.

Bu (sağlam duruş) elde edildiğinde, nefes alma ve verme hareketleri de kontrol edilmelidir. Bu pranayamadır.

2.50

The modifications of the lifebreath are either external, internal or stationary. They are to be regulated by space, time and number and are either long or short.

Yaşam nefesinin halindeki değişiklikler ya dışsal, ya içsel ya da sabittir. Bunlar mekân, zaman ve sayıya göre düzenlenmeli ve uzun ya da kısa olmalıdırlar.

2.51

There is a fourth kind of pranayama that occurs during concentration on an internal or external object.

Dördüncü bir pranayama türü vardır ki bu bir iç veya dış nesne üzerine yoğunlaşıldığında ortaya çıkar.

2.52

As its result, the veil over the inner Light is destroyed.

Bunun sonucunda, içsel ‘ışığın’ üzerindeki perde kalkar.

2.53

And the mind becomes fit for concentration.

Ve zihin, yoğunlaşmaya uygun hale gelir.

2.54

When the senses withdraw themselves from the objects and imitate, as it were, the nature of the mind-stuff, this is pratyahara.

Duyular dış nesnelerden çekilip, zihnin doğasını taklit ettiklerinde, bu pratyaharadır.

2.55

Then follows supreme mastery over the senses.

Bunu, duyular üzerinde kurulan üstün hakimiyet takip eder.

Leave a comment